Kaşlarınız çatıldı…
Nabzınız dörtnala koşuyor…
Zorlukla nefes alıyorsunuz…
Artık rahatlamanın zamanı geldi…
Geriliminizi azaltmak ve stresten kurtulmak için uygulayabileceğiniz bazı basit stratejileri bir araya getirmek istedim…
Kendinizi Hipnotize Edin
Hipnoz denince aklınıza gelen sağa sola sallanan cep saatlerini ve derin trans durumlarını unutun gitsin. Hipnoz aşırı derece odaklanılmış bir konsantrasyon halidir. Eğer doğru bir şekilde yapılırsa, zihninizi açar, kalbinizin atış hızını düşürür ve kaslarınızın gerginliğini azaltır. Şimdi kendinizi hipnotize edin: Gözlerinizi kapatın ve bir zihin ekranı oluşturun. Tıpkı aklınızın içindeki bir televizyon ekranı gibi. Şimdi gözleriniz kapalıyken sol tarafınıza doğru bakın, trafiğin en yoğun olduğu saatte, arabanızla trafikte olduğunuzu hayal edin. Kafanızı sağ tarafa çevirin ve orada hiç trafiğin olmadığı, bomboş bir yol keşfettiğinizi düşünün. Trafikten kurtulup, o yolda ilerlerken, yavaş yavaş araba seslerinin de azaldığını fark edeceksiniz. Bunu tıpkı en çok sevdiğiniz filmlerden birini izlermiş gibi yapın. Stresten kurtulmak için bu şekilde, günde 3- 4 kez, 5’ er dakika, kendinizi hipnotize ederseniz, zamanla ne kadar rahatladığınızı hissedeceksiniz.
Birisini (Gerçekten) Affedin
Size karşı kötü bir davranışta bulunup, sizi inciten bir arkadaşınızın bu davranışını yeniden değerlendirmeyi deneyin. Sorununuzu çözemediğiniz bu kişiyi her gördüğünüzde benzer kötü duygular hissetmenizin sebebi zihninizin sürekli yaşadığınız durumu çağrıştırmasından kaynaklanıyor. Negatif duygularınızdan kurtulmak stres seviyenizi düşürecektir. Yaşadığınız olayı tekrar gözden geçirip arkadaşınızın da makul sebepleri olabileceğini düşünmeye çalışın. Onu gerçekten affedin. Bu öyle üstünkörü bir kucaklama olmasın. Samimi duygularınız ona karşı hissettiğiniz öfkeyle yer değiştirmeli. Onu gerçekten affetmeniz gerçekleri daha fazla görmenize ve stresten kurtulmanıza yardımcı olacaktır.
Pencereyi Açın
Sadece pencereyi açıp dışarı bakmanın bile stres üzerinde olumlu etkileri bulunmaktadır. Yapılan bir çalışmada; programa katılan kişilere stres seviyeleri arttığında 3 farklı görüntü göstermişler: 1. si gerçek doğa görüntüsü, 2. si aynı doğa görüntüsünün dijital hali ve 3. sü boş bir ekran. Gruplar arasından kalp atışları en hızlı normale dönen 1. grup olarak tespit edilmiş. Bu çalışma bize aslında şunu gösteriyor: Zihnimizi kandırmak o kadar da kolay değil. O da bizler gibi gerçeklik arıyor. Sadece görmek değil aynı zamanda solumak da istiyor. Strese girdiğinizi hissettiğinizde pencerenizi açıp derin bir nefes almak bile size iyi gelecektir. Unutmayın zihnimiz ve vücudumuz doğa ile bağlantılı olduğu sürece maksimum verimle çalışacaktır.
Kendinize Çiçek Gönderin
Dr. Mehmet Oz’a göre insan vücudundaki stres seviyesi doğa tarafından yönetilmektedir. Yani doğaya bağlı olarak artar veya azalır. Harvard Üniversitesindeki bir grup bilim insanı, bu konu ile ilgili bir çalışma yapmış. Stres ve kaygı seviyesi yüksek 2 grup kadın üzerinde yapılan bu çalışmada, bir hafta boyunca, 1. gruptakilere taze toplanmış çiçek, 2. gruptakilere ise mum yollanmış. Bir haftanın sonunda taze toplanmış çiçeklerin yatıştırıcı etkisi sayesinde, 1. gruptaki kadınların stres ve kaygı seviyelerinin düştüğü gözlemlenmiş. Bu çalışmayla doğanın insan üzerindeki etkisi gözler önüne serilmiş. Benden size tavsiye; stresten kurtulmak için evinizin bir köşesinde, yemek masanızda ve özellikle ofisinizdeki masanızda mutlaka taze toplanmış çiçek bulundurun. Sizi ne kadar mutlu hissettireceklerini denemeden bilemezsiniz.
Birazcık Kırıştırın
Günde 1- 2 öpücük sizi stresten uzak tutabilir. Stres kaotik ortamlardan beslenir. Sevgilinizle öpüşmek kendinizi kaostan uzak ve daha izole bir ortamda hissetmenizi sağlayabilir. Northwestern Üniversitesi Kadın Hastalıkları ve Psikiyatri bölümünden Prof. Dr. Laura Berman’ a göre, öpüşürken salgılanan endorfin insanların stres seviyesini düşürmektedir. Dr. Berman her gün 10-20 saniye süren yoğun ve duygusal bir öpücüğün stresten uzaklaşmaya yardımcı olduğunu söylemektedir ve bu öpücüğün cinsel arzu uyandırmasına gerek yoktur. Stresli bir gün mü geçirdiniz? Stresten kurtulmak mı istiyorsunuz? Sevgilinizin yanına gidin, onunla tartışıp daha da gerileceğinize, onunla birazcık kırıştırın. Bir süre sonra rahatladığınızı ve keyifli vakit geçireceğinizi göreceksiniz. Fiziksel iletişimin keyfini çıkartın.
Mola Verin
İyice dinlenebilmek için yatağınızda derin bir uyku çekmeniz gerekmez. Bulunduğunuz birçok ortamı dinlenmek için değerlendirebilirsiniz.
Örnek olarak sizinle Kate Hanley’in “Dinginliğe Ulaşmak İçin 77 Basit Strateji” başlıklı makalesinden bir bölüm paylaşmak istiyorum. Kate Hanley, sizi kısa bir şekerleme kadar dinlendirebilecek bir egzersiz öneriyor: Sandalyenize oturup iki ayağınızla yere basın Dirseklerinizi masanın köşelerine doğru uzatın Vücudunuzu sandalyenizde omurganızı esnetecek şekilde geriye doğru uzatın. Alnınızı kollarınızın üzerine koyarak birkaç dakika dinlenin
Bu egzersiz fiziksel gerginliğin vücudunuzda en çok yerleştiği yerler olan boynunuz ve omuzlarınızı açacak, ayrıca derin nefes alabilmeniz için göğüs kafesinizde daha geniş bir alan oluşturacaktır.
Bu egzersizi yaparken kendinizi daha iyi hissettiğinizi ve stresten kurtulduğunuzu gözünüzde canlandırın ve kalp atışlarınıza odaklanın. Umarım mola vermek size de iyi gelir.
Hafif Bir Antrenman
Antrenman yapmak stresi uzaklaştırmak için harika bir yoldur. Ama spor ayakkabılarınızı giymeden önce iki kez düşünün. Yapılan çalışmalar yorgun bir zihinle yapılan yoğun antrenmanların stres seviyesini arttırdığını göstermektedir. Sizi tüketen bir günün sonrasında yürüyüş veya hafif tempolu koşu yapmayı tercih edebilirsiniz.
Bu antrenman belki spor seviyenizi yükseltmeyecek ama emin olun ruhunuza iyi gelecektir.
Yoga Yapın
Yoga stresi kontrol altına almak için oldukça etkili bir yöntemdir. Ancak her yoga pozisyonu stresten kurtulmak için uygun değildir. Yoga yaparken hedefinize yönelik pozisyonlar seçmeye özen göstermelisiniz. Sinir sisteminin belirli bir bölümü vücudu rahatlatmakla görevlidir. Omurganın bükülmesini sağlayan bazı yoga hareketleri sinir sisteminin bu kısmının uyarılmasına yardımcı olur. Örnek olarak ters köprü ve amuda kalkma hareketini verebilirim. Ama siz siz olun ısınmadan yoga pozisyonlarını yapmayın. Yoksa bir yerinizi incitebilir ve daha fazla strese girebilirsiniz!
Güneşin Yatıştırıcı Etkisinden Faydalanın
Vücudumuz, zaman kavramını algılayamadığında strese girmeye başlar. Beynimiz gözümüzle gördüğümüz güneş ışığını algılar ve kendine bir çizelge oluşturur. Bu çizelge doğrultusunda güneş ışığı aramaya başlar. Bulamazsa da strese girer. Haftada iki ya da üç kez, ortalama 20 dakika süresince güneş ışığında yapacağınız yürüyüşler kendinizi çok iyi hissetmenizi sağlayacak. Ben sabah veya akşam serinliğinde ve mutlaka güneş gözlüğü takmadan yürüyüş yapıyorum. Çünkü güneş ışığının direk gözümüzün retinasına ulaşması çok önemli. Ayrıca yoğun iş temposu sebebiyle yürüyüşe çıkamayan arkadaşlarıma fototerapi lambalarını ve D vitamini tabletlerini kullanmalarını tavsiye ediyorum. Gerçek güneş ışığının yerini tamamen tutmasa da yardımcı ürün olarak oldukça etkilidirler. İşte size bedavadan pozitif enerji. Acele edin ve güneşin yatıştırıcı etkisinden faydalanın.
En Sevdiğiniz Acıklı Aşk Filmini Seyredin
En sevdiğiniz acıklı aşk filmini belki 100 kez izlediniz ve hala izlerken ağlıyorsanız, stresli olduğunuz zaman açın ve 101. kez izleyin. Başkalarının sorunlarını çözmek, her zaman kendi sorunlarımızı çözmekten daha kolay gelir. Bir filmi izlerken de aynı şeyi yaparız aslında. Oradaki karakterlerden biri oluruz, onun yerine hisseder ve onun yerine sorunları çözeriz. Zaten filmi izlerken de bu yüzden ağlarız. Film süresince her ne kadar kendimizi kötü hissetsek de film bittikten sonra bizi strese sokan asıl sebeplerden büyük ölçüde uzaklaşırız. Ayrıca film sırasına aklımıza gelen fikirleri ve sorunlara karşı ürettiğimiz çözümleri gerektiğinde kullanmak üzere beynimizde depolarız. Sonuçta kendimiz daha rahat ve güçlü hissederiz.
Alerjik Hastalıklarınıza Karşı Önlem Alın
Belirli bir alerjik hastalığınız olsun ya da olmasın, doğadaki alerjenlerin stres seviyenizi arttırdığını sakın unutmayın. Aslında bahar depresyonu dediğimiz durum bitkilerin polenlenme dönemleriyle hemen hemen paralel seyreder. Bunun sebebi vücudumuzda alerjik reaksiyona sebep olan kimyasalların, aynı zamanda ruh halimizdeki değişiklikleri şiddetlendirmesidir. Bu dönemlerde stres seviyeniz artabilir, modunuz düşebilir ve kendinizi daha depresif hissedebilirsiniz. Eğer belirli bir alerjik hastalığınız varsa tedavinizi sakın aksatmayın. Henüz bildiğiniz bir alerjik hastalığınız yok fakat bahar döneminde yukarıda bahsettiğim ruh hallerine bürünüyorsanız hemen bir alerji testi yaptırmanızı ve gerekli önlemleri almanızı tavsiye ederim.
Kendinizi Meşgul Edin
Hafta sonu, tüm haftanın stresinden uzaklaşmak için televizyonun karşısına geçip sevdiğiniz bir programı açtınız. Ayaklarınızı uzattınız, öyle boş boş oturuyorsunuz ya, bunun size iyi geleceğini zannediyorsunuz. Fena halde yanılıyorsunuz! Siz izlediğiniz programa dikkatinizi verdiniz, ama sadece izliyorsunuz, hiçbir şey düşünmüyorsunuz. İşte o esnada zihninizin bir parçası, hafta içerisinde sizi geren, canınızı sıkan veya mutsuz olmanıza sebep olan olaylar arasında gidip geliyor. Çözüm üretmeksizin, bizi strese sokan konuları düşünmek bizi eskisinden daha fazla bunalıma sürükler. Televizyon karşısında boş boş oturmak yerine, daha önce yapmadığınız bir yemeği yapmak, yeni bir yabancı dil öğrenmeye çalışmak ya da farklı bir spor dalıyla ilgilenmek gibi sizi meşgul edecek aktiviteler, içinde bulunduğunuz kısır döngüden sizi kurtaracak ve stresten uzaklaşmanızı sağlayacaktır.
Kendinizi Güzelliklerle Kuşatın
Çok stresli bir gün geçirdiniz. Tek isteğiniz evinize gidip pikeyi kafanıza kadar çekerek, tüm bunlar bitene kadar uyumak. Unuttuğunuz şey şu, bir hafta boyunca uyusanız da olanları değiştirebilecek olan sadece sizsiniz ve tüm bunlar zihninizde. Düşünceleriniz hormonlarınızı etkiliyor ve etkilerini vücudunuzda hissediyorsunuz. Ağırlık çöküyor, bitkin hissediyorsunuz, başınız ağrıyor… vs. Yatıp uyumak size iyi gelmeyecek. Uyuduğunuz sırada daha iyi hissedebilirsiniz belki ama bunu da fark edemeyeceksiniz. Uyanınca kaldığınız yerden devam edeceksiniz. Bunun yerine eve gidip önce güzel bir duş alın ve kendinizle ilgilenmeye başlayın. Cilt bakımı yapın, saçlarınıza değişik bir model deneyin, güzel bir makyaj yapın. Bunu istemiyor musunuz? O zaman evinizi güzelleştirin. Eşyalarınızın yerini değiştirin. Evinize ufak tefek aksesuarlar alın. Bu da mı olmadı? Hayranı olduğunuz sanatçı, model ya da yazarın son zamanlarda neler yaptığını araştırın, fotoğraflarına bakın. Kısacası kendinizi güzelliklerle kuşatın. Güzel olan her şey insana iyi gelir.
“Pescatarian” Olun
“Pescatarian” aslında çok da bilinen bir terim değil. Sadece balık eti yiyen vejetaryen anlamına geliyor. Neden mi pescatarian olmanızı tavsiye ediyorum? Haftalık diyetinize ortalama dört porsiyon Uskumru gibi Omega-3’den zengin bir balık ilave etmenin stres üzerinde olumlu etkileri vardır. Omega-3 yağ asidi kortizol (stres hormonu) salgılanmasını azaltırken, DHEA (dehidropiyandrosteron- gençlik hormonu) salgılanmasını arttırır. Omega-3 yağ asidi vücudun sakin kalmasını sağlar. Kısacası stresle baş etmenin yollarını uzaklarda aramanıza gerek yok. Yakınınızdaki bir balık restorandan rezervasyon yaptırmanız yeterli. Balık sevmeyen arkadaşlara alternatif olarak ceviz, keten tohumu ve soyayı da önerebilirim.
Bilgisayar Oyunu Oynayın
Erkek arkadaşınızın ve onun tembel arkadaşlarının Xbox’ın başına geçip zaman öldürmeleri eminim size saçma geliyordur. Ancak şiddet içermeyen bilgisayar oyunları stresinizi azaltırken, ruh halinizi de düzeltebilir. Oyuna konsantre olmak sinir sisteminizi rahatlatır. World of Warcraft yerine Peggle gibi bir oyun oynamayı tercih etmelisiniz. Oynadığınız oyun yeterince zor olmalı fakat üzerinizde ekstra bir baskı da oluşturmamalıdır.
kırıştırın bölümüne katılmıyorum, o dönemde insanın hiç bir şey yapası gelmiyor 🙂
Ben katiliyorum kardelen dinleyebiliriz istersen 😉
Üniversite öğrencisiyim. Bazen hocalar belirli bir konu hakkında başlık verip o konu hakkında sunum yapmamızı istiyor. Neden bilmiyorum ama benim sunumlarda elim ayağım titriyor, stresden ölüyorum resmen. Normalde öyle çekingen biri değilim. Sanırım bir topluluğa karşı konuşmamdan kaynaklanıyor. Ne yaptıysam bu sorunu çözemedim.
Stres hepimizin hayatının bir kaçınılmazı artık. Daha öğrenciyken sınav stresimiz var kaçınılmaz olarak. İş hayatı ayrı, aile hayatı ayrı bir stres alanı. Kafada bitirmek lazım öncelikle bunu bence.. Bilgisayar oyunu oynayın kısmına katılmıyorum, bağımlılık yaparsa o da ayrı bir dert sıkıntı. Yoga, doğa gezisi gibi tavsiyelere katılıyorum.. bunlar da olmazsa bitkisel çözümler düşünmek lazım.